21 Şubat 2009 Cumartesi

'european idea'


(krakov)

neredeyse bir hafta oldu bu soğuk ülkeye ayak basalı. şimdiden üç şehrini gördüm, ve ilginç insanlarını. her anı bir blog yazısı olacak kadar ilginçti diyebilirim. burada uzaylı gibi hissediyorum zaten. üzerimde gezinen bakışlara alışamadım hala. 'egzotik' görüntümle bu sarışın memlekette dikkatleri rahat rahat üzerime çekebiliyorum. yakında sahnelere alışıp havalara girersem kimse şaşırmasın.

buranın insanları çok cana yakınlar genel olarak. ilk bakışta çok sert görünüyorlar ama konuşmaya başladılar mı susmak nedir bilmiyorlar. bunun üzerine ingilizce bilenlerin oranını göz önünde bulundurunca lehçe'yi öğrenmekten başka çarem kalmayacak sanırım. istanbul'da çok daha fazla insan ingilizce konuşuyor. bu bir gelişmişlik göstergesiyse eğer buyrun siz karar verin.

daha ilk adım atışımda pasaport kontrolünde yaşadığım riskli ve gergin birkaç dakikada memurun 'komik' bir sorusuyla karşılaştım. "daha önce hiç batı avrupa'da bulunduğunuz mu?" tonlamadan anladığım kadarıyla polonya'yı da 'bir batı avrupa ülkesi' olarak görüyordu. içimden ettiğim lafları yazmayacağım, ama daha ilk dakikamda eleştirecek bir konu bulmanın şevkiyle sohbet ettiğim tüm polonyalılara bu anı anlatıp arkasından avrupa'nın insan haklarıyla ilgili ikiyüzlülüklerini ve kendilerini nasıl da 'kusursuz' görmek gibi bir hataya düştüklerini vurgulayan tartışmalara giriştim.


(varşova)

polonya tam bir post-sovyet ülkesi. özellikle varşova'da dolaşırken kendinizi tam olarak ne avrupa'da ne de rusya'da hissedebiliyorsunuz. kızıl ordu polonya'ya girdiği zaman bütün şehri yıkıp yeniden inşa etmiş. buranın mimarisinde komünizmin düz mantığını ya da bazı büyük binalarda rus mimarisinin görebilirsiniz. ilginç olan şeyse bu katolik ülkede diana tapınağı görmekti.


(krakov)

daha derin bir tarih arıyorsanız krakov'u öneririm. kızıl ordu'nun yıkmadığı tek şehrin burası olduğunu söylüyorlar. eski başkent, şimdinin kültür başkenti diyorlar. ben de krakov'u varşova'ya yeğlerim. krakov'da nathan's villa adında çok hoş bir hostelde kaldık. gördüğüm en konforlu hosteldi diyebilirim, hem de fiyatları gayet uygundu.krakov'da kazimierz(kashmir) adında bir yahudi mahallesi var. şehrin eğlence hayatı burada. gece geç saatlere kadar insanları burada görebilirsiniz.

polonya katolik bir ülke. türkiye'de her yerde cami görmekten şikayet edenler burada gördüğü kiliseler karşısında aynı tepkiyi verebilirler. çok fazla kilise varmış gibi geldi. gerçi şöyle bir farkı var polonya'daki kiliselerin; bütün kiliseler özenle ve iyi birer mimariyle inşa edilmişler. evler olabildiğince sıradan olabilirler ama kiliseler her zaman görkemli ve orjinal. hac, isa, meryem ya da diğer dini sembolleri o kadar çok gördüm ki üzerlerine kusasım geldi artık. yani bu açıdan türkiye'den pek bir farkı yok.



yemeklerine gelince her şeyden önce bu insanlar hayatlarında gerçekten hiç 'su' içmemiş olmamalılar. çeşme suyu tadındaki kapalı suları ya da gaı kaçmış meyveli soda tadında olanlarıyla ne yapacağımı bilmiyorum. bir damacana su yollayan olursa türkiye'den gerçekten mutlu olurdum. geleneksel bir çorbaları var. sanırım şeker pancarından yapılıyor ve içinde koca bir haşlanmış yumurta oluyor. kendimi zorlamam gerekti sonuna kadar içebilmek için. olabildiğince ilginç bir çorbaydı.


(kaşmir/yahudi mahallesi)

polonya'yı sevdim. baharı sabırsızlıkla bekliyorum. karın altında kalan güzellikler eminim daha büyüleyici olacaktır. burası post-sovyet bir avrupa ülkesi. dindarlıklarını saymazsak bu alkolik ülke çok ilginç bir tarihe sahip. bu ülkeyi tanımak ve öğrenmek için sabırsızlanıyorum.

6 yorum:

  1. adresi yolla sana 5 ltlik bi tane yollayayım kargoyla XD

    şeker pancarı+haşlanmış yumurta=çorba)-> hayır! :)

    bir Jamais Vu okuyucusu olarak, daha fazla fotoğraf beklemekteyim...

    İyi eğlenceler sarışınlar arasındaki kara kaşlı kara gözlü thesaurus.

    YanıtlaSil
  2. Polonyadan ilk bağlantı olarak güzel bir post. İlginç bir memleket olduğu her halinden belli :) Su konusunda üzüldüm senin için, çünkü kendimden biliyorum suyun tadını beğenmemişsem eğer serumluk olmayı tercih etmişimdir, ama sen benim gibi yapma, içmeye çalış.

    Çorba konusuna gelirsek; ıyyy tek kelimeyle içine kusulası bir hali var :s:s

    YanıtlaSil
  3. yoğurt lazım mı yoğurt onu da söyle de toplu gönderim yapalım :)))

    YanıtlaSil
  4. temmuza kadar bir sürü anı biriktir olur mu.. Kahvemizi içerken anlatacak bir sürü güzel anın olsun... Güzel çocuk kendine dikkat et oralarda..

    YanıtlaSil
  5. @feanor
    5 lt kesmez bence.damacana su istiyorum 19ltlik. her gün bir yudum içicem ki yetsin =) fotoğraflar gelecek meraklanma =p

    @ pandora
    gözümü kapatıp tek dikişte içiyorum suları. bi de bol bol meyve suyu içiyorum ama suyun yerini almıyor tabi.

    @ beenmaya
    daha yoğurt göremedim burda. yoğurt tarifi biliyorsan yolla, o da işimi görür =) heheh

    @ lal
    burada anlatamayacağım şeyler oldu bile. onları da yüzyüze anlatırım artık! =D

    YanıtlaSil
  6. yoksa?
    meraktan ölürüm ben şimdi.. Gözlerin gülüyor mu onu söyle.. Gülüyorsa ,gerisi teferruat..

    YanıtlaSil